17 Aralık 2013 Salı

Özgür Şef / Suadiye




Özgür Şef sevenlerin Suadiye’de de uğrayabilecekleri bir şubesi var.Cadde üzerinde açılan bu geniş mekan, beyaz ağırlıklı dekorasyonu ve ferah atmosferiyle ”etsiz yapamam” diyenler için oldukça davetkar görünüyor. Mekana girdiğinizde tıpkı diğer şubelerindeki gibi güleryüzlü personel hemen sizi karşılıyor.menü ve etlerle ilgili mini bir birefing veriyor ve sonrasında kusursuzca servis yapmak için çalışmalara başlıyor. Menü, bu tarz diğer steakhouse’lardaki et çeşitlerinden biraz faklı, daha doğrusu ismi aynı ama yapılışı ve lezzeti farklı. Mesela, başlangıç olarak mutlaka sosis söylenmeli, bu arada sosisin görünüşü ve içindeki malzemeler farklı. Sonrasında lokum sipariş edilmeli; yalnız diğerlerinin aksine ahşap serviste değil farklı bir tabakta sunuluyor;  lokumlar üstü kızarmış geliyor, altı özel tabağında halen pişmeye devam ediyor. Menünün yıldızı da çedarlı şaşlıkmiş. Eti alıp peynir denizine daldırmamak için kendinizi zor tutacaksınız. Fajitas başta olmak üzere diğer et çeşitleri de haliyle sırayla denenmeli. Et kadar etin üstüne de tadabileceğiniz tatlı seçenekleri de bir o kadar çok ve lezzetli, özellikle katmer, asla es geçilmemeli. Tüm bu lezzet keyfine de özel karafta gelen ev yapımı merlot şarap eşlik etmeli. Mekanda çalınan chill-out müzikler de yemeğinizle sakince arkadaşlık yapmalı. Tüm bu şartları yerine getirmek amacıyla Suadiye’ye ne zaman yolunuz düşerse kendinize et ziyafeti vermek için Özgür Şef’e mutlaka uğranmalı.


Cadde’nin En Usta Japonu: Sushi Express




Japon mutfağı açısından birkaç çeşit olsa da benim favori ve en lezzetli suşicim Sushi Express. Caddebostan’da sokağın başında içi küçük ama sunduğu lezzetleri büyük bu mekan sadık müşterilerini ağırlamaktan çok hoşlanıyor. Suşi açısından klasik çeşitlerin yanı sıra karar veremeyenler için de set menüleriyle farklı roll’ları bir arada sunuyor ve suşi krizi tutanların imdadına hemen yetişiyor. Japon mutfağı sadece suşiden ibaret olmadığı gibi buradaki menü de haliyle sadece suşiden ibaret değil. Çorbaları,   noddle’ları, tavuk ve et yemekleri, balda kızarmış tatlı çeşitleriyle de size express değill tam tersine uzun bir ziyafet çekmeye kararlı. Hızlı ve güleryüzlü servisi de cabası. Sushii Expressi henüz denemediyseniz, kendinizi bu suşilerden mahrum etmemek için elinizi çabuk tutmanız lazım :))


Cadde’nin En Klasik Amerikalısı: Burger House




Amerikan mutfağı demek hamburger demek, iki ekmek arasında konulan etin mayonez, ketçap, turşu ve marulla harika uyumu demek. Cadde’nin en Amerikalı hamburgeri demek ise Burger House demek. Şaşkınbakkal’da, Cadde’nin en işlek ışıklarından birinin arkasında konuşlanan bu “ev” sundukları ev yapımı hamburgerleriyle, sevmeyenlerin bile fikrini değiştirecek cinsten. Öncelikli olarak malzemede kaliteden ödün vermiyorlar. Eti kendileri özel olarak hazırlıyolar, malzemelerin en tazesini kullanıyor, ekmeğinden sosuna her şeyi olması gerektiği gibi seçiyorlar ve sonuçta ortaya bağımlılık yaratacak hamburgerler çıkıyor. 11 çeşit hamburgerin hepsi ayrı güzel; klasikten şaşmayana da hitap ediyor, sarımsaklı ve mantarlı çeşitleri ile yeniliğe açık olanlara da. Denemeden önce web sayfalarındaki bu hamburger çeşitlerini mutlaka inceleyin. Hepsini o kadar güzel tarif etmişler ki, koşarak gidecek, tatmak için onları can atacaksınız. Bu hamburgerin üstüne de tek tatlıları olan brownie iyi gidecek. Hamburger her ne kadar hızlı yemek kültürünün başta geleniysede burger house’da tam tersi olacak ve keyfini çıkararaksınız yiyeceğiniz..



Cadde’nin Moğol Güzeli: Go Mongo




Dünya mutfağında en farklı, en bilinmedik deneyim denince aklımıza gelen yer Go Mongo… Cadde’yi bilenler, bizi Moğol mutfağı ile tanıştıran bu mekana, en az bir defa gelmiş, geldikten sonra da düzenli aralıklarla gelmeyi alışkanlık haline getirmişlerdir. Atıştırmalığından ana yemeklere kadar zengin bir menüye sahip olmasına rağmen bence Go Mongo’ya iki şeyi yemek için gelinir: 1. Moğol Barbeküsü 2. Mangolu Sufle. Moğol barbeküsü için önce bir kase istiyorsunuz, elinize de isminizin yazılı olduğu minik bir bayrak veriyorlar. Artık kendi barbekünüzü yaratmak için hazırsınız. Açık büfeden önce karides, tavuk, et, balık gibi ana malzemeleri kaseye koymakla işe başlıyorsunuz (isterseniz bunları es geçebilirsiniz), pırasadan soğana, patatesten barbunyaya kadar dizilmiş sayısız sebze seçeneğinden istediklerinizi tabağa yerleştiriyor ve hatta boşlukları doldurmak için elinizden gelen tüm gayreti gösteriyorsunuz. Büfenin sonundaki servis görevlisi kasenizi alıp üstüne noodle koyuyor ve birlikte yapacağınız baharat ve sos seçimlerinin ardından tabağınızı teslim ediyorsunuz. Tüm bunlar vokta özel yöntemle pişiriliyor ve masanıza büyük bir tabakta geliyor. Noodle, sebze, baharat ve soslarla minicik bir kasede hazırladığınız seçimin böyle büyük bir tabakta gelmesinin şaşkınlığını hemen üzerinizden atıyor ve hepsini afiyetle yiyorsunuz. Bu Moğol yemek keyfini ikiye katlamak içinse hiç vakit kaybetmeden mangolu sufle siparişinizi veriyorsunuz. İçinde mango parçalarıyla yapılan, yanında dondurma ve bal ile servis edilen, lezzeti anlatılamayan, ancak yaşanılan mangolu sufle daha önceleri çok severek yediğiniz çikolatalı sufleleri unutturacak ve favori tatlınız olacak. Yerken kimseyle paylaşmayıp bencillikte sınır tanımayacaksınız. Hatta sadece bunu yemek için bile Go Mongo’ya gelebilirsiniz. Go Mongo’dan ayrılırken  Moğolları böyle bir mutfakları olduğu için tebrik etmek ve böyle güzel barbeküyle tanıştırdıkları için onlara teşekkür etmek isteyeceksiniz.