17 Aralık 2013 Salı

Özgür Şef / Suadiye




Özgür Şef sevenlerin Suadiye’de de uğrayabilecekleri bir şubesi var.Cadde üzerinde açılan bu geniş mekan, beyaz ağırlıklı dekorasyonu ve ferah atmosferiyle ”etsiz yapamam” diyenler için oldukça davetkar görünüyor. Mekana girdiğinizde tıpkı diğer şubelerindeki gibi güleryüzlü personel hemen sizi karşılıyor.menü ve etlerle ilgili mini bir birefing veriyor ve sonrasında kusursuzca servis yapmak için çalışmalara başlıyor. Menü, bu tarz diğer steakhouse’lardaki et çeşitlerinden biraz faklı, daha doğrusu ismi aynı ama yapılışı ve lezzeti farklı. Mesela, başlangıç olarak mutlaka sosis söylenmeli, bu arada sosisin görünüşü ve içindeki malzemeler farklı. Sonrasında lokum sipariş edilmeli; yalnız diğerlerinin aksine ahşap serviste değil farklı bir tabakta sunuluyor;  lokumlar üstü kızarmış geliyor, altı özel tabağında halen pişmeye devam ediyor. Menünün yıldızı da çedarlı şaşlıkmiş. Eti alıp peynir denizine daldırmamak için kendinizi zor tutacaksınız. Fajitas başta olmak üzere diğer et çeşitleri de haliyle sırayla denenmeli. Et kadar etin üstüne de tadabileceğiniz tatlı seçenekleri de bir o kadar çok ve lezzetli, özellikle katmer, asla es geçilmemeli. Tüm bu lezzet keyfine de özel karafta gelen ev yapımı merlot şarap eşlik etmeli. Mekanda çalınan chill-out müzikler de yemeğinizle sakince arkadaşlık yapmalı. Tüm bu şartları yerine getirmek amacıyla Suadiye’ye ne zaman yolunuz düşerse kendinize et ziyafeti vermek için Özgür Şef’e mutlaka uğranmalı.


Cadde’nin En Usta Japonu: Sushi Express




Japon mutfağı açısından birkaç çeşit olsa da benim favori ve en lezzetli suşicim Sushi Express. Caddebostan’da sokağın başında içi küçük ama sunduğu lezzetleri büyük bu mekan sadık müşterilerini ağırlamaktan çok hoşlanıyor. Suşi açısından klasik çeşitlerin yanı sıra karar veremeyenler için de set menüleriyle farklı roll’ları bir arada sunuyor ve suşi krizi tutanların imdadına hemen yetişiyor. Japon mutfağı sadece suşiden ibaret olmadığı gibi buradaki menü de haliyle sadece suşiden ibaret değil. Çorbaları,   noddle’ları, tavuk ve et yemekleri, balda kızarmış tatlı çeşitleriyle de size express değill tam tersine uzun bir ziyafet çekmeye kararlı. Hızlı ve güleryüzlü servisi de cabası. Sushii Expressi henüz denemediyseniz, kendinizi bu suşilerden mahrum etmemek için elinizi çabuk tutmanız lazım :))


Cadde’nin En Klasik Amerikalısı: Burger House




Amerikan mutfağı demek hamburger demek, iki ekmek arasında konulan etin mayonez, ketçap, turşu ve marulla harika uyumu demek. Cadde’nin en Amerikalı hamburgeri demek ise Burger House demek. Şaşkınbakkal’da, Cadde’nin en işlek ışıklarından birinin arkasında konuşlanan bu “ev” sundukları ev yapımı hamburgerleriyle, sevmeyenlerin bile fikrini değiştirecek cinsten. Öncelikli olarak malzemede kaliteden ödün vermiyorlar. Eti kendileri özel olarak hazırlıyolar, malzemelerin en tazesini kullanıyor, ekmeğinden sosuna her şeyi olması gerektiği gibi seçiyorlar ve sonuçta ortaya bağımlılık yaratacak hamburgerler çıkıyor. 11 çeşit hamburgerin hepsi ayrı güzel; klasikten şaşmayana da hitap ediyor, sarımsaklı ve mantarlı çeşitleri ile yeniliğe açık olanlara da. Denemeden önce web sayfalarındaki bu hamburger çeşitlerini mutlaka inceleyin. Hepsini o kadar güzel tarif etmişler ki, koşarak gidecek, tatmak için onları can atacaksınız. Bu hamburgerin üstüne de tek tatlıları olan brownie iyi gidecek. Hamburger her ne kadar hızlı yemek kültürünün başta geleniysede burger house’da tam tersi olacak ve keyfini çıkararaksınız yiyeceğiniz..



Cadde’nin Moğol Güzeli: Go Mongo




Dünya mutfağında en farklı, en bilinmedik deneyim denince aklımıza gelen yer Go Mongo… Cadde’yi bilenler, bizi Moğol mutfağı ile tanıştıran bu mekana, en az bir defa gelmiş, geldikten sonra da düzenli aralıklarla gelmeyi alışkanlık haline getirmişlerdir. Atıştırmalığından ana yemeklere kadar zengin bir menüye sahip olmasına rağmen bence Go Mongo’ya iki şeyi yemek için gelinir: 1. Moğol Barbeküsü 2. Mangolu Sufle. Moğol barbeküsü için önce bir kase istiyorsunuz, elinize de isminizin yazılı olduğu minik bir bayrak veriyorlar. Artık kendi barbekünüzü yaratmak için hazırsınız. Açık büfeden önce karides, tavuk, et, balık gibi ana malzemeleri kaseye koymakla işe başlıyorsunuz (isterseniz bunları es geçebilirsiniz), pırasadan soğana, patatesten barbunyaya kadar dizilmiş sayısız sebze seçeneğinden istediklerinizi tabağa yerleştiriyor ve hatta boşlukları doldurmak için elinizden gelen tüm gayreti gösteriyorsunuz. Büfenin sonundaki servis görevlisi kasenizi alıp üstüne noodle koyuyor ve birlikte yapacağınız baharat ve sos seçimlerinin ardından tabağınızı teslim ediyorsunuz. Tüm bunlar vokta özel yöntemle pişiriliyor ve masanıza büyük bir tabakta geliyor. Noodle, sebze, baharat ve soslarla minicik bir kasede hazırladığınız seçimin böyle büyük bir tabakta gelmesinin şaşkınlığını hemen üzerinizden atıyor ve hepsini afiyetle yiyorsunuz. Bu Moğol yemek keyfini ikiye katlamak içinse hiç vakit kaybetmeden mangolu sufle siparişinizi veriyorsunuz. İçinde mango parçalarıyla yapılan, yanında dondurma ve bal ile servis edilen, lezzeti anlatılamayan, ancak yaşanılan mangolu sufle daha önceleri çok severek yediğiniz çikolatalı sufleleri unutturacak ve favori tatlınız olacak. Yerken kimseyle paylaşmayıp bencillikte sınır tanımayacaksınız. Hatta sadece bunu yemek için bile Go Mongo’ya gelebilirsiniz. Go Mongo’dan ayrılırken  Moğolları böyle bir mutfakları olduğu için tebrik etmek ve böyle güzel barbeküyle tanıştırdıkları için onlara teşekkür etmek isteyeceksiniz.




28 Kasım 2013 Perşembe

Safi Meyhane, Şişhane




Safi favorilerim arasına hem yeri hem de anılarımdan dolayı giriyor. 1buçuk sene önce Şişhane’de Meşrutiyet Caddesi’nde açılan Safi, “modern meyhane” sınıfına giriyor. Eski Türkçe şarkıların çalındığı, rakı-meze keyfinin çok güzel bir şekilde yapılabileceği bu mekanın ortamı normal meyhanelere göre daha modern. İstanbul’da en sevdiğim caddelerden olan Meşrutiyet Caddesi’nde yer alması, hayatımdaki çok önemli bir insanla oranın önünde tanışmış olmam, kışın bile kavun bulundurmaları Safi’yi İstanbul’un en güzel “modern” meyhaneleri arasında sokuyor benim için. Hala gitmediyseniz, Aralık-Ocak aylarında denemenizi kesinlikle öneririm.




Favori Kahve&Manzara Mekanım: Gazebo, Yeniköy




İstanbul’da favori mekanları anlatırken boğaz manzarası olan bir yeri de eklemeden olmaz. Fikrimce, İstanbul’un en elit semti olan Yeniköy’de yer alan Gazebo, bir yalının caféye dönüştürülmüş hali. Muhteşem bir boğaz ve köprü manzarasıyla kahvenizi yudumlarken İstanbul’u derinden yaşayacağınıza emin olabilirsiniz. Lezzetli kahveleri, başarılı servisi, şık ortamı ve dillere destan manzarasıyla Gazebo’nın bende her zaman ayrı bir yeri vardır. Buraya daha gitmediyseniz, en yakın zamanda sevdiklerinizi alıp gidin; Gazebo, kahve içerken denize baktığınızda göreceğiniz balıklarla enerjinize pozitiflik katacak.


Favori Sushi Mekanım: İtsumi, Levent



Şunu söylemeliyim; ben bir sushi delisiyim! Daha sık yiyebilmek için zamanında sushi kursuna bile gittim; senede bir de olsa arkadaşlarıma sushi partileri veririm. Tutkum doğrultusunda kitaplar aldım onları inceledim, sushi kültürünü iyice öğrendim. Bu konuya bu kadar meraklıyken İstanbul’da en sevdiğim sushi restoranı neresi peki? Levent İş kulelerinin girişinde yer alan İtsumi adlı restoran, şüphesiz en lezzetli sushiyi yapıyor. Pirincinin hafifliği, kullanılan malzemelerin kalitesi kusursuz sushiyi ortaya çıkarıyor. Ulus’taki Sunset ve İstinye’deki İoki’yi de unutmak istemem onlar da çok lezzetliler ama İtsumi çok başka…




25 Kasım 2013 Pazartesi

Emirgan ve Tarabya

Tatlı bir pazar günü ;

Emirgan Sütiş


Hem denizin o güzel meltemini hissetmek hemde güzel bir pazar kahvaltısı tercihiniz ise  sizi Emirganda ki Sütiş adlı mekana davet ediyorum. Manzarası tam bir İstanbul boğazı olan ve çok tercih edilen bir mekan olmasından dolayı kapısındaki uzun kuyruk lezzet aşıkları için bir engel değil tabiki. Genel olarak mekan gayet ferah ve geniş , garsonlar gayet yardımsever ve kalabalığa rağmen her şekilde sizle ilgilenebiliyorlar. 






Yemek kalitesi ve sunumu gayet yerinde ; özellikle sıcak simitleri ve kıymalı börekleri sizi evinizdeymiş gibi hissetiriyor. Menemen , yumurta ve sunulan diğer kahvaltı çeşitleri emsal mekanlarla yarışır nitelikte ama bu mekanı diğerlerinden ayıran en önemli özelliği kendi ekmek çeşitlerini kendileri üretmesi. Çeşit çeşit ve lezzetli bir sürü hamur işlerini görünce insanın kiloları aklına gelmiyor tabiki.








Genel olarak harika manzarası ,  güzel sunumu ve lezzetli menüsü ailelerin tercih ettiği bir mekan olan Sütiş fiyatları ile de farkını ortaya koyuyor. Kalbur üstü olarak nitelendersek bile güzel bir kahvaltı için tercih edebilirsiniz .


Hayrola Cafe (Tarabya)

Emirganda kahvaltıdan sonra yolumuza devam ediyoruz. Sahil yolunu devam ettikten sonra tarabya taraflarında şirin bir mekan bizi karşılıyor ; Hayrola Cafe ...



Yine eşşiz bir boğaz manzarası ve başarılı bir mekan işletmesi ile karşı karşıyayız. Pazar günü gibi çok yoğun bir günde bile mekan sahipleri bize yer bulabildiler . Hem kapalı hem de açık mekanı olan Hayrola cafe kendi otoparkınında bulunmasından dolayı bölgede ki benzer cafelerden daha avantajlı durumdalar . Menü çeşitliliği gayet yerinde olan yerde genelde sıcak içeçek ve nargileyi denemenizi öneririm.


Özellikle İstanbulda bir çok nargile mekanı olmasına rağmen damak tadıma uygun yerleri çok az keşfettim. Hayrola Cafe ise benim için tam bir sürpriz oldu ; nargilenin tadı ve kokusu enfesti yanında güzel bir elma çayı ile boğaz manzarasının tadını sizde çıkarabilirsiniz.



Harika bir boğaz manzarası güzel bir nargile sıcak bir çay ; insan pazar gününden daha ne isteyebilir ki ? ... 

DEM KARAKÖY




Karaköydeyiz ve hadi bir beş çayı içelim... Dünya'nın en meşhur çaylarını bulabileceğiniz bir yer.Hindistan,Çin,İrlanda,İngiliz çayları bunlardan bazıları.Yeni açılan bu mekan güler yüzlü ve sizle birebir ilgilenen personeli ile zaten ilk müşteri memnuniyetini sağlıyor.Sonra size birçok alternatifler sunuyor.Özellikle istediğiniz koku ve ya tat varsa kesinlikle 60 çeşit çay arasından bulma imkanınız oluyor.Zaten siz sipariş vermeden önce birebir personel yanınıza gelip tek tek çayları koklatıyor ve ona göre seçiyorsunuz.Dilerseniz çikolata aramolı,çiçek ve ya baharat kokulu,meyve özlü istersiniz ya da ben Türk çayı severim diyorsanız her şey Dem Karaköy de mevcuttur.Türkiyenin bir çok bölgesinde ki çaylarda menünün seçnekleri arasında bulunmaktadır.(karadeniz,diyarbakır...)


İsteyenler için Karaköy'ün sokaklarında oturarak çayınızı yudumlar,  isterseniz de mekanın içeri kısmında oturabilirsiniz.Ama ben içerisini tercih ederdim çünkü konsept bayaa ev ortamı havasına sokulmuş ve içeride ki koltuklar,objeler ortama şirinlik katmış.


Fiyatlara gelince pek makul olduğu söylenemez.İsteyenler fincan ya da demlik alabilir.Demlik alınca daha uyguna gelir hem de çayınızın tadı damağınızda kalmaz.Eğer çay boş gitmez diyorsanız leziz sandviç ve ya keklerini deneyebilirsiniz.Benim orda ki favorim;damla sakızlı kek, çaylardan da chocolate heaven ve ırish tea.Muazzam sunumları,tatları ve güler yüzlülükleriyle Dem Karaköy, benim favori mekanlarımın arasına girmiştir.





45' lik

Nerede o eski şarkılar? sorusunun cevabı 45' lik de.

Zamana küçük bir yolcuk etmeye ne dersiniz? Sizi geçmişe doğru götürse, eski aşkları tatsanız ya da o deli dolu ve anlamlı pop şarkılarını keyif alarak dinleseniz ne kadar hoş olurdu.Aradığınız adres 45' lik o zaman.Hafta sonları tıklım tıklım olan bu zaman makinesi,rezervasyon yapılmadan gidilirse yer bulmada sıkıntı olabilir.İçerisi pek büyük değil zaten büyük olmaması mekan için avantaj.Samimi ve sıcak şarkıları dağılmadan arkadaşlarınızla dinlemek daha keyifli olacaktır. İçerde ki dekorasyon tamamen temayla alakalı ve duvarda ki afişler yüzünüzde tebessüme sebep olacak.Eski Türk filmlerinden seçmeler göreceksiniz;Tarık akan ile Necla Nazır'ın 'Delisin', Türkan Şoray ile Kadir İnanır' ın ' Selvi Boylum Al Yazmalım', Turist Ömer vs.



Issız Adam filmini eğer izlemişseniz fark edeceksinizki filmin bir bölümü bu mekanda gerçekleşiyor.Nil Burak'ın 'yalnızım ben çok yalnızııım ...'dediği anda akıllara 45 lik' de çekilen ıssız adamın o aşk sahnesi mekanda olduğunuz da hemen akıllara getirir filmi zaten.Doğum günü veya bir kutlama için ideal olan bu mekan sevdiklerinizle hoş vakit geçirmede benim için bir numaralı yer diyebilirim. 
                                



Tomtom Mh., 34433 Beyoğlu/İstanbul, 

24 Kasım 2013 Pazar

Karaköy


Karaköy'de Burger Yemek İsterseniz;


Baltazar 


Karaköy’ün ne kadar popülerleştiğini ve hızına yetişmenin çok zor olduğunu söylemeye gerek yok aslında. Her sokak arasında bir cafe’nin veya bir burgercinin açıldığı Karaköy’deki son keşfim Baltazar. Duvarında asılı olan bisikletten renkli sandalyelerine kadar her detayın düşünüldüğü bu harika ortam bile burgerlerin lezzeti karşısında önemsiz kalıyor. Etlerinin özel getirildiğini düşündüğüm Baltazar’da deneyebileceğiniz birçok çeşit var. Teksas burger, fume burger, Baltazar burger lezzet ve sunum konusunda harika. mekanın muhteşem sosisleri de ön plana çıkıyor. Burada burgerlerinize Cafe de Paris sos, rokfor peyniri, karamelize soğan gibi birçok ekstra lezzet katabilirsiniz. Cafe de Paris sosuyla yapılan Paris Combo Burger de ziyaretçilerin favorilerindenmiş. Fazla karbonhidrat tüketmek istemiyorsanız, Baltazar Karaköy size “Izgara” menüsünden T Bone Steak’ten Dallas’a kadar birçok alternatif sunuyor… Yemekten sonra Baltazar’ın çilekli milföyünü de tatmayı ihmal etmeyin!”


Burger Lab / Karaköy

Karaköy’de yeni açılan mekanların hızına yetişmek mümkün değil, bense bugün aylardır orada olan bir yerden bahsedeceğim- Burger Lab. Evet aslında Mayıs ayında denemiştim bu şirin mekanı, Karaköy’ün ara sokaklarına dalip galerilerin arasında tur yaptığımız bir günde karnımızda zil çalarken imdadımıza yetişmişti. Klasik bir burgerciden bekleyeceğiniz herşey burada mevcut, farklı et miktarlarıyla hazırlanmış burger menüsü herkesi tatmin edebilecek cinsten. Kömür ızgarada kurutmadan pişirilen leziz hamburger köftesi dana bacon ile birleşince eşsiz bir tat bırakıyor damağınızda. Minik fritöz telinde gelen patates kızartmasına da bayılacaksınız! Dizaynı ve mekan tasarımıyla da Karaköy’e kolayca uyum sağlayan bu mekan az vakite çok doyurucu bir yemek yemek isteyen herkese tavsiye ederim!




OLD ENGLISH PUB


  Istanbul'un Anadolu Yakası'nda gitmekten gerçekten keyif aldığım birkaç yerden birisidir Old English Pub. Adından da anlaşılacağı gibi konsept olarak eski ingiliz publarının günümüze uyarlanmıs hali diyebiliriz. İç tasarımdan da bu ilk görüşte anlaşılıyor.


 Tüm hafta hergün 10.00-02.00 saatleri arasında hizmet veren bu yer Bağdat Caddesi'nin kalabalığından bunalanlar için gerçekten paha biçilemez bir mekan. Burda buz gibi biranızı yudumlarken Türkiye ve İngiltere Premier Ligi maçlarını izleyebilir veya jazz,rock,rock'n roll,blues ve Amerikan country şarkılarından oluşan müzikleri dinleyebilirsiniz.  

                                                                                                                      


 Menü ve servis kısmına gelirsek,Old English Pub menüyü geniş tutarak her damak tadına hitap etmeye çalışmıs. Yediğim en güzel Hamburger veya T-bone burda yedim diyemem ama yine de başarılı bir menüsü var. Tabi gelen yemeğin tadı kadar da sunumu da çok onemli burda. Tıpkı tat kısmında söylediğim gibi gördüğüm en güzel tabak tasarımı kesinlikle diyemem ama oldukça başarılılar. Sonuçta burası restauranttan önce bir pub. Benim menüdeki favorim ızgara bonfile,gerçekten istenilen pişirilme seviyesinde pişiriyolar ve güzel marklı bir halde önünüze geliyor. Son olarak personallere gelirsek Türkiye'de yemek,eğlence sektöründe kalitelli,bilgili personal bulmak gerçekten zor. Burdaki çalışanlar hem güler yüzlü hemde işlerinde profesyoneller. Pub kültürünü sevenler için mutlaka gidilmesi gereken bir yer.






Old English Pub-Bağdat Caddesi Kazım Özalp Sokak 34728 Saşkınbakkal / İstanbul

20 Kasım 2013 Çarşamba

Beşiktaş


Bazen uğradığım Beşiktaş Çarşı’nın içerisine yıllardır pek fazla girmiyordum. Bu hafta şunu fark ettim, özellikle gençler ve kendini genç hissedenler için kahvaltıdan alışverişe, gezme tozmadan lezzetli öğle yemeklerine güzel bir ortam sunuyor Beşiktaş…



Beşiktaş’ta Kahvaltı

Beşiktaş tam anlamıyla bir kahvaltı cenneti!

Kahvaltıcılar Sokağı, Beşiktaş

İstanbul’da nasıl barlar sokağı varsa Kahvaltıcılar Sokağı olduğunu biliyor muydunuz? Bir sokak düşünün, yanyana birçok café ve kahvaltıcı var. Masalarda bira yerine sürekli serpme kahvaltı ve çay görüyorsunuz :) Menemeniyle ünlü olan Cafe Faruk, dekorasyonunu ve logosunu çok beğendiğim bi kahvaltı, mıhlama sevenler için Deep Store, daha çok Ege’de yediğim, tadını çiğ böreğe benzettiğim pişinin en lezzetlisini yiyebileceğim Pişi Café bu sokakta en çok dikkatimi çekenlerden oldu.



Çakmak Kahvaltı, Beşiktaş

Kahvaltıcılar Sokağı’nın en meşhur kahvaltı salonu olan Çakmak’ın burada 3 şubesi bulunuyor. Bal ve tulumu Erzincan’dan getiren Çakmak’ın en popüler lezzeti de kavurmalı yumurta. Kahvaltıda serpme kahvaltının üzerine farklı bir tat denemek istiyorsanız kavurmalı sahande yumurtayı öneririm!




Bi kahvaltı, Beşiktaş

Burası da Kahvatıcılar Sokağı’na girdiğiniz anda samimi ortamı ve sempatik dekorasyonuyla ilginizi çekiyor. Yaklaşık 8 ay önce açılan mekan ilk günden itibaren Kahvaltıcılar Sokağı’nın müdavimlerinin favorilerinden olmuş durumda. Bi Kahvaltı’nın servisi hızlı, menemeni çok lezzetli ve fiyatları çok uygun!





Evet yanlış okumadınız, Beşiktaş Çarşı’da bulunan Tarihi Karadeniz Pide ve Döner Salonu, akşam üstü ortalama 4′te kapatıyor. Neden mi? O zamana kadar döneri tükenmiş oluyor. Adamların da kafası rahat, yeni bir döner koyacağımıza evimize dönelim, zaten gereken ciroyu yaptık diyorlar :) Lezzetli pidesi ve dürüm döneri ile tüm Beşiktaş halkının favorisi olan bu mekanın kapısında sürekli olarak kuyruk var. Özellikle öğle arasında giderseniz, kalabalıktan dolayı çok verim alamayabilirsiniz. O yüzden tavsiyem buraya öğleden sonra 14′ten sonra gitmeniz.





Tarihi Karadeniz Pide’ye gittiinizde ayran isterseniz size “açık veya kapalı” diye soracaklar. Kesinlikle metal kupalarda soğuk servis edilen açık ayranı için, gerçekten çok lezzetli. Eğer pide veya dürüm yemek istemiyorsanız, pilav üstü dönerini deneyebilirsiniz. Pişman olmayacaksınız!



İstanbul’da Güzel Künefeci Arayanlara Müjde: Künefis, Beşiktaş

Künefe kalorisinden ve bol şerbetinden dolayı sık tükettiğim bir tatlı değildir, ancak güzel bir Karadeniz Pide sonrası kusursuz bir kaçamak oluyor! Sloganı “En Nefis Künefe” olan Künefis’i geçen sene Vedat Milor sayesinde keşfetmiştim, o günden beri favori künefecim oldu. Künefeden fıstıklı kadayıfa, taş kadayıftan cevizlisine birçok seçenek bulunuyor burada. Künefis’te gül böreği gibi çok lezzetli börek çeşitleri de var, börekseverlere duyurulur!




Kısacası Beşiktaş’ta yapacak çok şey, yiyecek çok seçenek ve gezecek çok mekan var. Havalar da iyiyken, bir gününüzü Çarşı’da geçirmenizi öneririm! Afiyet olsun














13 Kasım 2013 Çarşamba

Jamie's

Jamie's İtalian Zorlu Avm'nin Yeni Starı

Eskiden televizyonda Jamie Oliver’ın keyifli yemek programlarını izlerdim. Elleriyle salataları karıştırmasına, kısa sürede çıkardığı yaratıcı yemeklerine hayran kalıyordum. İtalyan yemeklerini çok iyi bildiğim ve italyan ekolünden geldiğim için, çok farklı italyan chef’ler gördüm. Ancak Jamie’nin yeri ve pratikliği her zaman benim dikkatimi fazlasıyla çekiyordu. Bazen yemek yapmak istediğimde, pratik akşam yemekleri için kitaplarını karıştırdığım olabiliyor. Kendisinin bu kadar takip ediyorken Jamie Oliver’ın İstanbul’da Zorlu Center’da açtığı restoranına gitmemek olmazdı.


Zorlu’nun girişinde ilk gözünüze çarpan yer zaten Jamie’s Italian. Restoranın konsepti o kadar sevimli ki insanı içeri davet ediyor.




Güler yüzlü bir ekip tarafından karşılanıyorsunuz. Genel olarak servis konseptini çok sevdim. Son zamanların yeni trendi olan ama zaten Jamie’nin senelerdir yaptığı gibi ev tipi, tahtaların üzerinde, toprak kaselerde, yağlı kağıtlarda sunumları var. 
Başlangıç olarak menüden çıtır kalamar ve balık tabağını seçtik arkadaşımla. Çıtır kalamar benim için gecenin en iyi seçimlerinden biri oldu. Çünkü kalamar basit gözükse de pişirmesi çok zordur.. Fakat bu aşamalarda pişerken genelde lastik gibi olur ve yenmesi zordur, ağızda büyür. Jamie’s de yediğim kalamar pamuk gibiydi, bana Yunanistan’da yediğim kalamarları hatırlattı. Limonlu mayonez ile servis edilmişti. Gayet keyifliydi. Oyüzden yolunuz düşerse tavsiyemdir. Balık tabağının sunumuda ayrıca çok hoştu. 




Arkadaşlarım ana yemek olarak tercihlerini siyah renkli Kara Melek Spagettisi, Siyah Trüf mantarlı Risottosu ve Fırın köftesi olarak yaptı. Yeni açılmak üzere olduğu için menüdeki bazı kalemleri sipariş ettiğimizde ellerinde olmadığını  söylediler. Fakat sipariş ettiğimiz tüm bu yemekler ayrı ayrı lezizdi. 




Kısacası gözlemlerimizin üzerine Jamie’s Italian açılışı sonrası adından uzun süre bahsettiricek ve kapısında uzun kuyruklar oluşturacak gibi gözüküyor…


11 Kasım 2013 Pazartesi

Harbi Köfte



Piyanist Köfteci 

Alibeyköy de bir garip köfteci bugün ki durağımız.Santral İstanbul un hemen yakınında bulunan bu mütevazi mekan zaman içinde kendi adını duyurmuş. Özellikle sahibi Süleyman Zümrüt'ün renkli kişiliği buna sebep olmuş. Kendisinin piyanist olması ve zaman zaman mekanda çalan klasik müzik burayı ilginç kılıyor tabi ki. Daha önce okulun arka otoparkında eski bir minibüste çalışırken bugünlerde oranın tadilatta olmasından dolayı merkezi bir mekana taşınmıştır , konfor bakımından daha iyi olmasına karşın orjinalliğini zedelediğini söylemeden edemem yinede köftelerinin lezzeti ilk gün ki gibi harikadır.






Türk yemek kültürünün önemli bir yerindedir sokak yemekçileri ; dürümcüsü olsun köftecisi olsun kokoreçcisi vb. el arabasında yada sahilde  küçük bir  minibüste yapılan bu tür yemekler hepimizin sevdiği aradığı lezzetlerdir. Bir çok mekanda köfte yememe rağmen Harbi Köftede ki lezzeti bulamadım. Fiyat - lezzet konusunda gerçekten çok iyi iş çıkardıklarını ve kendinden daha büyük zincir restaurantları geride bıraktıklarınıda iddaa edebilirim. Hani o hep beklediğimiz anne eli değmiş gibi beklentesini gerçekten karşılıyor hatta yeterli kapasiteye sahipseniz şipariş verirken ekmek arası adedini 2 ye çıkarmak çok olağan karşılanabilir. Özgün tatlar arıyorsanız , mekan önemli değil lezzete bakarım arkadaş derseniz Harbi Köfte'nin  lezzet diyarını ziyaret etmenizi öneririm.



Ek olarak yemek bittikten sonra masaların üzerindeki resimleri incelemenizi tavsiye ederim. Mekan sahipleri espri konusunda köfteleri kadar başarılılar.





                                                                                                                                                                       







Duble Meze Bar

DUBLE MEZE BAR/ Tepebaşı-Otel Palazzo Donizetti'nin en üst katı
Güzel manzaralı ferah bir ortamda lezzetli yemekler yemek ister misiniz? Hava kararmadan gittiğinde gün batımı keyfi yapabileceğiniz Duble Meze Bar’da akşam olduğunda ise Haliç’e düşen ışıklara bakarak keyifli bir akşam yemeği yiyebilirsiniz. Ayrıca güzel müzikler ve loş ortam eşliğinde arkadaşlarınızla uzun uzun muhabbet etme şansı bulabilirsiniz.

İsminden de anlaşıldığı gibi meze çeşitliliği yeterli ve hepsi birbirinden lezzetli. Güzel bir şarap ya da sevdiğin bir rakıya iyi eşlik edebilecek bu mezelerden benim favorim humus, girit usülü fırında kabak ve şeftali ağacıyla tütsülenmiş biberler oldu. Tahinli patlıcan, hardallı levrek ceviche, çerkez tavuğu, kavrulmus incir ve yaban mersinli pers pilavi, avokadolu tabule gibi diğer mezeler de tatmadım fakat denenmeye değerdi.

Daha çok atıştırmalık tarzda çalışan bir yer olduğundan ana yemek yerine ara sıcak tarzı yemekler ağırlıkta. Çim çim karidesli deniz börülcesi, papaz yahnisi, keçi peynirli paçanga böreği, hellim krutonlu yonga ciğer, bruschetta’da kokoreç gibi lezzetlerden bir kaçını yiyip paylaşarak bu lezzetlerin tadını çıkarabilirsin. Yassı bir şekilde servis edilen ciğer gerçekten çok lezzetliydi, ciğer seven herkese kesinlikle tavsiye ederim.


Doğum günü ve o tip kutlamalar için çok uygun olan Duble Meze Bar’da tatlı yemek istiyorsan 12′den önce istemeye özen göstermelisin.Manzara ve güzel yemeyi bir arada bulmak senin için önemliyse Duble Meze Bar’ı denemelisin.
Duble Meze Bar - Palazzo Donizetti Hotel Asmalı Mescit Mah. Asmalı Mescit Sk. No:55 K:7 Tepebaşı / İstanbul